Bunalmak, daralmak, sıkılmak, bıkmak... Arada bir yerdeyim ya da hepsinin içersindeyim. Garip duygular taşıyorum ya da hayır garip değil bunlar.. Sadece o kadar biriktirdim ki artık her şeyi içimde patlama noktasına gelmiş durumdayım. Çünkü sıkıldım ve bıktım.
Neden diye soruyorum bazen kendi kendime..
Ama cevap alamıyorum çünkü karşımda 1 senede değişmiş olan Gizem var.
Taşıdıkları omuzlarına ağır gelmeye başlamış, her şey üstüne yük gibi binmiş ve başkalarını kırmamak adına her şeyi içine attığı için kendisi paramparça olmuş bir Gizem var artık..
Bilmiyorum kaç kere gözyaşlarımı sakladım çevremden..
Bilmiyorum kaç kere sustum, söyleyecek onlarca şeyim varken..
Bilmiyorum kaç kere yuttum söyleyeceklerim ağzımdan çıkmak üzereyken..
Çok bir şey istemiyorum ben, küçük şeylerle mutlu olan biriyim, ince düşüncelerle mutlu olan biriyim. Gidip birinin bana milyarlarca lira değerinde pırlanta almasına, onu geçtim herhangi bir şey almasına bile gerek yok.. Bana söyleyeceği tek bir şey bile beni mutlu etmeye yetecekken, bunu biliyorken hiçbir şey söylenmemesi koyuyor artık bana.. Düşüncesizce, duygularımın yıpranacağı biline biline hareket edilmesi koyuyor artık bana..
Ya gelip bana da desinler abicim biz düşüncesisiz, sende artık boşver düşünme böyle kalaslık iyi sende mutlu ol bizde, ona göre hareket ederim.
Ya neyse yazmak istediğim daha çok şey var ama artık ağlamaya başladım, o yüzden başka zamana diyerek burada kesiyorum.
Görüşmek üzere.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder