25 Ocak 2010 Pazartesi

Gölgenin Ayak Sesi Bölüm - 5 (Fragman)

“Kız arkadaşına baktı ve onun yüzündeki korkuyu gördü. ‘Gelmek istemiyorsan, zorunda değilsin’ dedi hafifçe bir sesle. Arkadaşı, önce kızın yüzüne ve sonrada onu girmek istediği binaya baktı. ‘Üzgünüm ama bu sefer olmaz’ dedi başını sallayarak. Yüzü bembeyaz olmuştu. ‘Bu evin uğursuzluğunu bilmiyorsun’ diye eklemişti.
Genç kız, arkadaşına sadece gülüp geçti. Bir evin ne gibi bir uğursuzluğu olabilirdi ki? ‘Git’ dedi sesindeki alaylı tonu bastırmaya çalışarak. Arkadaşının gittiğini görünce, bahçeye bir adım daha attı. Bugün sanki ilk kez geliyormuşçasına tekrardan etrafa baktı. İlk kez eve gelen birinin bu evi nasıl göreceğini tartmaya çalıştı, tekrardan.
Evet, kendi evleri gibiydi. Bulunduğu noktadan evin bir zamanlar beyaza boyandığını ancak şu an beyaz dışında her renk olduğunu söyleyebilirdi. Pencere çerçeveleri, kapılar, oluklar… Şu an her şey griydi. Belki bir zamanlar siyaha boyanmıştı ancak şu an siyah değildi. Kız yüzünde bir tebessümle, o her an yıkılabilecek olan verandayı pas geçip, geçen sefer yaptığı gibi arka kapıya gitti. Geçenlerde gördüğü yazı artık orada değildi ancak bunu umursamadı. Yüzündeki gülümseme biraz daha yayıldı ancak sonrasında fikrini değiştirdi. Yine ön kapıya yöneldi, verandaya biraz ağırlığını verip onu taşıyıp taşıyamayacağını tarttı. Çökmeyeceğinden emin olunca çıktı. Ön kapının önünde bekledi. Sanki birilerinin onun içeri girdiğini görmesini istiyordu. Sonrasında elini uzattı ve kapıyı açıp, içeriye bir adım attı.
Ve uğursuzluğun tanımını tekrardan yapmaya karar verdi.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder